ahmetturkan.gen.tr

HAYATTAN DERSLER

  • Yazıtipi boyutunu arttır
  • Varsayılan yazıtipi boyutu
  • Yazıtipi boyutunu azaltır

ALATURKA LAİKLİK

e-Posta Yazdır PDF

ALATURKA LAİKLİK

“Devlete bağlı din” sisteminde, din kendi sahasındaki işlerde bile politikadan direktif alma mecburiyetindedir. Ve devlet adamları din üzerinde en üstün söz ve salâhiyet sahibidir. Lâik devletin yetiştirdiği ilâhiyatçı, din felsefesi, dinler tarihi ve din sosyolojisi öğrenmiş bir mütehassıs veya filozoftur, fakat din adamı değildir. Din adamı ise, her şeyden evvel zühd-ü takvâ sahibi olmuş bir dindardır. Bunlardan biri hakkıyla inanmış, öbürü ise sadece iman üzerinde zekâ oyunu oynamayı öğrenmiştir. Mevcut sistemde itiraf edilmelidir ki yüksek ilahiyat felsefecisi ve sosyoloğu yetişebilir. Fakat din mütehassısı ve alimi asla yetişmez.

 

Son Güncelleme: Cumartesi, 04 Mayıs 2024 03:14 Devamını oku...
 

FERASET

e-Posta Yazdır PDF
Bir gün Sultan dördüncü Murat’a gelip subaşılar dan birinin halktan rüşvet aldığını bildirdiler.
Padişah hemen bir müfettiş görevlendirdi ve şikayeti araştırmasını emretti. Müfettiş tam bir ay adamı takip ettiği halde suçüstü yakalayamadı, gelip durumu padişaha arz etti padişahım zannedersem halk yanılıyor şikayet edilen Subaşı’nın rüşvet aldığına dair bir işarete rastlamadım.
 

KUR’ÂN’IN 1400 SENE ÖNCE HABER VERDİĞİ GERÇEKLER

e-Posta Yazdır PDF

Eskiden dağların kazık gibi yere çakılı olduğunu kimse düşünemezdi. Yeni yapılan araştırmalar neticesinde ise yer kabuğunun yaşadığımız sert tabakası altında yumuşak bir tabakanın var olduğunu, her dağın da bu yumuşak tabakanın içine giren uzantısı bulunduğunu, böylelikle yumuşak tabakaya karşı sert tabakanın sabit tutulduğu ortaya çıkmıştır. Bu gerçek Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle ifade edilir: “Biz yeryüzünü bir beşik, dağları da onun için direk kılmadık mı?” (Nebe s. 7) “Yeryüzüne, insanlar sarsılmasın diye sabit dağlar yerleştirdik.” (Enbiya s. 31)

Devamını oku...
 

KÜÇÜK YÜREKTEKİ BÜYÜK ÎMÂN

e-Posta Yazdır PDF

Ümmü Sinân el-Eslemiyye (r.anhâ) anlatıyor: “Hz. Âişe (r.anhâ)’nın evinde, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in önüne serilmiş bir yaygı gördüm. Üzeri Müslümân kadınların bu gazve için hediye etmiş oldukları eşyalarla doluydu. Bunlar arasında fildişinden ve altından yapılmış bilezikler, halhallar, küpeler ve yüzükler görülüyordu. Hâlbuki halk o sıralarda büyük bir sıkıntı içerisindeydi.

Devamını oku...
 

OSMANLI’DA MEVLÎD KANDİLİ

e-Posta Yazdır PDF

Mevlîd Kandili’nde Osmanlı Sarayı’nın Küçük Mabeyn dairesinde Kur’ân-ı Kerîm okunması adettendi. Başta padişah olmak üzere Mevlidde bulunacak davetliler için minderler hazırlanır, kandil için çeşitli kişilere davetiyeler gönderilir ve sabahtan itibaren de gelen misafirler bir bir Sultan’a arz olunurdu. Mevlid, önde gelen büyük camilerin baş imamları ve Mızıka-i Hümayun’un güzel sesli müezzinlerinin hazır olması ve padişahın “oturunuz” emriyle başlardı. Bu sırada kadınlar perde arkasından töreni takip ederlerdi. Mevlid okunduğu sırada misafirlere gül suyu dökülerek, gümüş tepsiler içerisinde akide şekeri dağıtılırdı. Mevlidin bitiminin ardından da ikramlar devam eder ve gelenlere süslü sepetler ve kutularla şekerler, şerbetler ve naneli limonatalar verilirdi.

Devamını oku...
 


JPAGE_CURRENT_OF_TOTAL

REKLAMLAR

Web Site Tasarımı

Yönetim Panelli Website Tasarımlarınız için

0532 307 60 09

 

 

İSTATİSTİKLER

OS : Linux c
PHP : 5.3.29
MySQL : 5.7.43
Zaman : 03:14
Ön bellekleme : Etkisizleştirildi
GZIP : Etkisizleştirildi
Üyeler : 31076
İçerik : 1251
Web Bağlantıları : 2
İçerik Tıklama Görünümü : 2249629