ahmetturkan.gen.tr

HAYATTAN DERSLER

  • Yazıtipi boyutunu arttır
  • Varsayılan yazıtipi boyutu
  • Yazıtipi boyutunu azaltır

ALEMİN KRALI

e-Posta Yazdır PDF

Net ortamı, insanın kendisine ve dünyaya farklı biçimlerde bakması, belki yüz yüze kuramayacağı kimi toplumsal ilişkileri bir klavye darbesiyle başlatması için biçilmiş kaftan.

Net üzerinde tanışanlar, net üzerinde konuşanlar, net üzerinde vuruşanlar. İnternet bize geçmiş zamanlarda olmayan yepyeni bir var olma biçimi sunuyor. Bilincin bedenden azat olduğu yeni bir var olma biçimi. Bedenimiz buradayken zihnimiz başka âlemlerde gezinebiliyor. İnternet kimilerine göre dünyanın en büyük arşivleme sistemi, nereyi tıkladığınız kim olduğunuzu ele veriyor. Bir yönüyle bilgi çöplüğü, bir yönüyle de insana yeni tanışma imkânları veren, dünyayı hızla ayağınıza getiren bir teknoloji. Artık topraklar değil imgelem fethediliyor.

Son Güncelleme: Perşembe, 25 Nisan 2024 20:15 Devamını oku...
 

SEVİLDİĞİNİ BİLMEK

e-Posta Yazdır PDF
Otobüs yolcuları elinde beyaz bir baston taşıyan genç ve güzel kadının otobüse binişini içten gelen bi sempati ile izlediler. Basamakları geçti, boş olduğu söylenen koltuğu el yordamıyle buldu, oturdu, çantasını kucağına aldı. Bastonunu koltuğa yasladı. 34 yaşındaki susan, bir yıldır görmüyordu. Bir yanlış teşhis sonucu görmez olmuş, birden karanlık bir dünyanın içine düşmüştü. Öfke, kızgınlık kendine acıma.. Hayatta tek dayanağı artık kocası Mark'tı. Mark hava kuvvetlerinde subaydı.Susan'ı bütün kalbiyle seviyordu. Susan gözlerini kaybedince Mark karısının içine düştüğü umutsuzluğu hemen farketmişti. Ona yeniden güç kazanması, kaybettiği kendine güvene yeniden sahip olması için yardım etmeliydi.
Susan gene kendi kendine yeterli olduğuna inanmalı, kimseye bağımlı olmadan yaşayabilmeliydi. Sonunda Susan'ı işine dönmeye ikna etti. Peki ama evden işe nasıl gidecekti? Genelde otobüsle giderdi. Ama şimdi kenti bir uçtan ötekine tek başına geçmekten korkuyordu.
Mark her sabah onu arabası ile işe bırakayı önerdi. Kendi işi tam tam aksi yönde olduğu halde. İlk günler Susan kendini rahat hissetti Mark da " Görmüyorum, artık hiçbir işe yaramam " diyen karısını çalışmaya başlattığı için mutludu. Aa bir süre sonra Mark işlerin iyi gitmediğini farketti. Başkasına bağımlı
Devamını oku...
 

Kitap Tiryakileri Nasıl İnsanlardır?

e-Posta Yazdır PDF
Kitap tiryakilerini yakından tanıyalım... 
Kalabalıkların pek de umurunda olmayan, kapitalist tüketim ve yaşayış biçiminin hızlı akışı içerisinde dikkatleri çekmeyen, bâzı hâllerde kahraman ve model şahsiyet, bâzı hâllerde ise başkasına zararı olmayan, fakat kitaba müptelâlıklarından dolayı bir çeşit mistik hasta sayılan bu insanları yakından tanımak veya hayat hikâyelerini okumak lâzım geldiğine inanıyorum. Bunların kitap sevdaları, geniş kitlelerce sözüm ona imrenilen, dünyalık zevkimizi tatmin eden futbolcu, sahne sanatçıları vb. tiplerden daha fazla alâka duyulacak ve yerine göre hürmet edilecek meşguliyetlerdir. Kitap tiryakilerini, sabun köpüğü gibi akıp giden ve bir kalıcılığı olmayan bu taife ile mukayeseden edep duyarım Kitap tiryakilerinden birkaç prototipi okuduğumuzda bu yalnız ve alkışsız insanlar belki de herkesin övgüsüne mazhar olacaktır.
    Kitap Tiryakilerinden  Portreler                      
    Kitap Delileri: “Kitap toplama arzuları dur durak bilmeyen tiplerdir. Kitabı okumak için almazlar; seyretmek, üzerinde yatıp uyumak, okşamak için edinirler.”
Devamını oku...
 

İNSANLIĞIN KEMAL BAHÇESİ

e-Posta Yazdır PDF
Bir gezginin yolu günün birinde bir bahçeye varmış. O
bahçede yalnız gül yetişirmiş.Birbirinden narin ve
zarif güller. O güller kadar zarif ve latif bir hatun
kapı önünde duruyormuş. GEZGİN hatuna hayranlık ve
saygı ile yaklaşip kendisini takdim etmiş. Ve hatundan
adını bağışlamasını istemiş.
HATUN: bana SEVGİ derler.
GEZGİN: Sevgi hatun burada yalnız mı oturuyorsunuz?
SEVGİ: hayır eşimle beraber oturuyoruz. Ona İLİM
Devamını oku...
 

Hz Şems ve Mevlâna

e-Posta Yazdır PDF
Hz Mevlâna hayatının ilk döneminde mânâ bilimleri açılmadan evvel ilim, ahlâk, İslâmî ibadetlere saygı zerâfeti bakımından dört dörtlüktü. Maddî hiç bir problemi yoktu. O halinde çok büyük insandı. İbadeti, ahlâkı, ilmi olan insan elbette büyük insandır.

Ama, Allah’ın asıl görmek istediği şey, Hz Mevlâna’nın mânâ sahnesindeki patlamasıdır. Bu mânâ sahnesine adım atabilmesi, velâyetin başlayabilmesi için bir nokta vardı, o noktanın açılması lazımdı. Nedir o nokta?..”Bir insanın maddeden mânâya geçişi nasıl olur?… Hangi hadiselerle olur?… diye soran meraklılara cevap olarak; BUNUN BAŞ FORMÜLÜ NAZAR’DIR. Bir başka velînin Cenab-ı Hakk tarafından tayin edilmiş bir kimseye nazar etmesi, mânâ âlemine geçmesini sağlar…

Hz Şems’in hocası yetiştirdiği her birisi mükemmel mânâ talebesi olan müridlerine “Diyâr-ı Rum’da Celâlettin isminde bir zatın irşad edilmesi murad edildi. “Hanginiz talipsiniz?” dedi… Hz Şems sağ elini kalbinin üzerine koyarak, boynunu sola doğru eğerek sustu, talibim kelimesini bile söylemedi. Hocası, “sen anladın, bu işin sonunda başını vermek var” dedi.

Devamını oku...
 


JPAGE_CURRENT_OF_TOTAL

REKLAMLAR

Web Site Tasarımı

Yönetim Panelli Website Tasarımlarınız için

0532 307 60 09

 

 

İSTATİSTİKLER

OS : Linux c
PHP : 5.3.29
MySQL : 5.7.43
Zaman : 20:15
Ön bellekleme : Etkisizleştirildi
GZIP : Etkisizleştirildi
Üyeler : 31076
İçerik : 1250
Web Bağlantıları : 2
İçerik Tıklama Görünümü : 2232616