Tartışmaların odağında olan ve 'İstanbul Sözleşmesi' olarak bilinen Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi 1 Mayıs 2011'de imzaya açıldı. Sözleşme bugüne kadar kadına karşı şiddet, ev içi şiddet, toplumsal cinsiyete dayalı şiddete ilişkin en kapsamlı tanımlamaları yaparak; cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli tüm ayrımcılık biçimlerine karşı mücadele edilmesi, erkek şiddetinin önlenmesi, şiddete karşı tedbir alınması konusunda taraf devletlere pek çok yükümlülük getiriyor. Sözleşmenin etkin bir şekilde uygulanması halinde kadına karşı şiddetin ve kadın cinayetlerinin önlenebileceği ifade edilirken, sözleşmenin "aile yapısını bozduğu", "toplumu yozlaştırdığı" gibi iddialarla sözleşmenin feshedilmesini isteyenler de bulunuyor.