ahmetturkan.gen.tr

HAYATTAN DERSLER

  • Yazıtipi boyutunu arttır
  • Varsayılan yazıtipi boyutu
  • Yazıtipi boyutunu azaltır
WWW.AHMETTURKAN.GEN.TR

DİNLE

e-Posta Yazdır PDF

Bir ayetin ilk kelimesi
Yüce Allah’ın (c.c.) hitabı

Eğer insan neyi dinlerse onu terennüm eder, onu yaşar
Nasıl yaşarsa öyle ölür, nasıl ölürse öyle dirilir

Dinle..

Ayetinden sonra gelen emir: “itaat et”
Ve sonraki “kendi iyiliğiniz olarak harcayın”..
İfadeler çok ince

Devamını oku...
 

YAKLAŞMAYIN

e-Posta Yazdır PDF
 Şeytanlar, şer ve tahribe; melekler ise hayır ve tamire kabiliyetli olarak yaratılmışlardır. İkisinin de aksi istikamet’te bir davranış sergilemeleri mümkün değildir.

Ancak insan denilen varlık, söz konusu olunca ortaya farklı bir tablo çıkıyor. Zira onun hem yaratılışı ve hem de yaratılış amacı çok farlıdır. Melekler gibi hayır ve tamire, şeytanlar gibi de şer ve tahribe müsait bir mahiyette yaratılmıştır. Eline verilen irade ile iki yoldan birisini tercih hürriyeti kendisine bahşedilmiştir. Bu tercih sayesinde “melek gibi bir insan” veya “şeytan suretinde bir varlık” olarak hafızalarda iz bırakıp gitmektedir.

Evet insan, bir ömür boyu, hayır ile şer, güzel ile çirkin, fayda ile zarar, sevap ile günah gibi birbirine zıt kavramlar ve kararlar arasında mücadele ederek nihai tercihini ortaya koyacaktır.

İşin en ilginç tarafı, hayır veya şer adına açılan her bir kapının, ikinci bir kapıya açılan bir davetiye özelliği taşımasıdır. Yani, şer adına atılan her adım, ikinci bir şer adımını daha cazip ve kolay kıldığı gibi, hayır adına yapılan her bir tercih de, ikinci hayırlı tercihi daha kolay ve cazip kılmaktadır. “Elini uzatan kolunu kaptırır” deyimi ile ifade edilebilecek bir manzara ortaya çıkmaktadır.
Devamını oku...
 

İskilipli Atıf ve Toyhane’de Kalanlar

e-Posta Yazdır PDF
Öksüz büyüyen Atıf, doğduğu köyde kendisini yetiştiren dedesi Hasan Kethüda'dan okuma-yazmayı öğrendi. Kur'an öğrendi ve hafızlığa başladı.
 
İskilipli Hoca Abdullah'tan Akaid, tecvit ve Arapça öğrendi. Hafızlığı tamamladı ve olgunlaştırdı.Rüştiye'yi İskilip'te bitirdi.
 
17 yaşında (1893) İskilip'ten ayrıldı. Uzun yolculukları göze alarak çok sevdiği ve merak ettiği, ilim merkezi ve medreseler şehri İstanbul'a geldi.
 
Fatih medreselerinde son Osmanlı Âlimlerinin rahle-i tedrisinden geçti.
 
Çok soran, konulara ve yaşanan hayata analitik gözle bakan, eleştiren ve çözüm üreten, zamanı çok iyi değerlendiren ciddi bir öğrenciydi.
 
İcazet alarak İstanbul müderrisleri yani üniversite hocaları arasına girdi.Kabataş Lisesi (İdadisi) Lisan Öğretmenliği'ne atandı.
 
Köklerine bağlı tam bir Osmanlı aydınıydı. Dergilerde yayınlanan yazıları merakla okunuyor ve takip ediliyordu. Medaris (Medreseler-Üniversiteler)
Devamını oku...
 

İNSAN KENDİNİ MÜSTAĞNİ GÖRÜNCE AZAR

e-Posta Yazdır PDF

 كَلا إِنَّ الإنسَانَ لَيَطْغَى ( 6) أَن رَآهُ اسْتَغْنَى ( 7)  إِنَّ إِلَى رَبِّكَ الرُّجْعَى ( 8)

 

Meal:6-7. Ama, insanoğlu kendini müstağni sayarak azgınlık eder.   
       8. Dönüş şüphesiz Rabbinedir. (Alak 6-8)


Kesinlikle insan azar, haddini aşar, baş kaldırır, tuğyan eder, çemberini kırar, Rabbine ve yaratıcısına karşı diklenir, burun kıvırır, haddi bilmez, yüzsüzlük eder, ayak diretir…
 
Tuğyan kelimesi aslında nehrin taşarak yatağın dışına çıkmasıdır. Yani tabii seyrini değiştirmesidir. Yani tabii sınır ve çerçevenin dışına çıkmasıdır. İşte insan da

Devamını oku...
 

Hayatı Aslıyla Yaşamak

e-Posta Yazdır PDF
Hayat ruhun sırrını kavrayarak yaşamaktır. Ruhun sırrıysa Allah'tır. Allah'ı anlamak ve O'nun huşnutluğu içinde bir ömür sürmek, işte insan olmak budur. Ehl-i dünya olarak yaşamak ve ölmek, insanlık sırrından hiçbir şey anlamadan gitmektir. Ruhu değil, sadece bedeni, o da yarım yamalak, yaşamaktır.
Ruh kahramanları peygamberler, bu dünyaya öte dünyanın haberiyle gelirler. Öte dünya, yani Allah'ın biz kullarına hazırladığı sonsuzluk yurdu ama İnsan bu dünyadan başka bir dünya yokmuş gibi yaşar. Öte dünyanın varlığına inanmış olsa bile yine de hep bu dünyada olmuş ve olacakmış gibi davranır.
 
Öte dünya aşılı peygamberler, bu dünyayı bir uğrak yeri bilmişler, hep öte dünya için iş görmüş, ömür sürmüşlerdir. İnsanın bu dünyadaki işi hep yeme içme, giyip kuşanma, gezip tozma, oyun eğlence ile gününü gün etmedir sanki. Öte inançlıların çoğunda inançlarıyla ilgili davranışlar, dini bir takım işler varmış gibi görünse de dünyevi yaşayış arasında kaynayıp gider.
Son Güncelleme: Çarşamba, 08 Mayıs 2024 23:26 Devamını oku...
 


JPAGE_CURRENT_OF_TOTAL

REKLAMLAR

Web Site Tasarımı

Yönetim Panelli Website Tasarımlarınız için

0532 307 60 09

 

 

İSTATİSTİKLER

OS : Linux c
PHP : 5.3.29
MySQL : 5.7.43
Zaman : 23:26
Ön bellekleme : Etkisizleştirildi
GZIP : Etkisizleştirildi
Üyeler : 31076
İçerik : 1251
Web Bağlantıları : 2
İçerik Tıklama Görünümü : 2254222

Haberler

Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım.

Necip Fazıl Kısakürek