ahmetturkan.gen.tr

HAYATTAN DERSLER

  • Yazıtipi boyutunu arttır
  • Varsayılan yazıtipi boyutu
  • Yazıtipi boyutunu azaltır
Home EDEBİYAT KÖŞE YAZILARI TOPLU YAŞAMA KURALLARINI BİLMELİYİZ

TOPLU YAŞAMA KURALLARINI BİLMELİYİZ

e-Posta Yazdır PDF

İstesek de istemesek de şehirde yaşıyor veya yaşamaya çalışıyoruz. Ya da hasbelkader veya bil mecburiye bulunmak zorunda kalıyoruz. Her ne şekilde olursa olsun; netice itibarıyla toplumun bir ferdini oluşturuyor ve insanlarla teşriki mesaide bulunuyoruz. Dolayısı ile söz veya hareketlerimizle etkiliyor veya etkileniyoruz. İşte tam bu noktada, hiç düşünüyor muyuz; etkileme/etkilenme müspet manada mı oluyor yoksa menfi mi?
Maalesef bu soruya olumlu cevap veremeyeceğim.
Üzülerek ifade ediyorum ki; İstanbul’da yaşayan insanımızın büyük çoğunluğu, birbirine karşı nezaketini kaybetmiş durumda…
Eskilerin “İstanbul beyefendisi” dedikleri bir “beyefendi” tarifi varmış. Şimdi, tarihin tozlu raflarında duran eski İstanbul hikâyelerinde anılıyor.
Hanımefendiler için de aynı şey geçerlidir.
Bu duruma gelmemizin nedenleri üzerinde duracak değilim. Bir gerekçe de aramıyorum.  Sadece durum tespiti yapıp, birkaç örnek vermek istiyorum. Belki; bana hak veren olur da hep birlikte mutlu yaşamanın yollarını buluruz diye…

Elimizdeki çöp, kâğıt parçaları, izmaritleri yere atmakla başlayalım. Tükürmek ve sümkürmek (af edersiniz) çok olağan oldu. Duraklarda sıraya riayet etmemek. Otobüste büyüklere yer vermemek artık aksi düşünülemez gibi. Bir de otururken bacaklarımızı açarak, yanımızdakini rahatsız etmek var. Ön kapıdan inmeye çalışarak, binenleri engellemek v.s. Bunlar saymakla bitmez. Fazla uzatmadan birkaç gün önce yaşadığım bir hadise ile bitirmek istiyorum.
Cuma namazından çıkmıştım. Manava girdim. Delikanlıya isteklerimi söyleyip işlemleri yaparken, yine camiden çıkan, tahminen 55–60 yaşlarında başında takkesi, kırlaşmış sakalıyla güzel yüzlü bir müslüman! İçeri girdi. Girer girmez, o sırada iş yapan manava soru sordu.
–“Bunlardan başka domates var mı” diye. 
Manav bir taraftan benim işimi yaparken bir taraftan gelen yeni müşteriye laf yetiştirmeye başladı. Tabii laflar uzadı. Manav benim işimi bırakıp, adamla ilgilenmeye başladı. Aşağıdan yeni kasayı çıkardı. Dayanamadım. Ben de müdahale ettim.
–“Sıraya dikkat et. Önce benim işimi bitir. Sonra ilgilenirsin” dedim. Manav tekrar benim işime yönelirken, -“sıra önemli” dedim.
Öteki müşteri cevap verdi
–“Ne önemi var” dedi.
Yani adam yaptığını o kadar normal görüyordu ki; işte bu mantığı beni gerdi.
–“Önemli olmaz mı” dedim. “Bu kul hakkıdır” 
Başında takkesi, güzel sakalı, camiden yeni çıkmış bir müslüman!
Üzüldüm. Biz buyuz işte. Hani, “namazında niyazında adam” derler ya, iltifat cümlesi olarak. Harama helale dikkat eden. İşte böyle bir adam. Ama bu adam kul hakkını bilmeli. Tabii sadece bu değil herkes bilmeli…
Toplu yaşama kurallarını bilmeliyiz. Saygıyı ve sevgiyi…

 

07.02.2010

Gürcan Onat

Son Güncelleme: Cuma, 26 Nisan 2024 03:51  

REKLAMLAR

Web Site Tasarımı

Yönetim Panelli Website Tasarımlarınız için

0532 307 60 09

 

 

İSTATİSTİKLER

OS : Linux c
PHP : 5.3.29
MySQL : 5.7.43
Zaman : 03:51
Ön bellekleme : Etkisizleştirildi
GZIP : Etkisizleştirildi
Üyeler : 31076
İçerik : 1250
Web Bağlantıları : 2
İçerik Tıklama Görünümü : 2233477

Haberler

KİŞİSEL KALİTENİZİ ARTIRIN

[OLMASI GEREKENLER, OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ OLMALI]