ahmetturkan.gen.tr

HAYATTAN DERSLER

  • Yazıtipi boyutunu arttır
  • Varsayılan yazıtipi boyutu
  • Yazıtipi boyutunu azaltır
Home İSLAM DİNİ HİKAYELER Üç kardeşli adamın hikâyesi…

Üç kardeşli adamın hikâyesi…

e-Posta Yazdır PDF

Resulullah sallallahu aleyhi vesellem, bir gün sahabilerine: "Herhangi birinizin, ailesi, malı ve amelleriyle neye benzediğini biliyor musunuz?" diye sordular. Sahabiler de: "Allah ve O'nun Resulü daha iyi bilir" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber de şöyle anlattı:

  • Üç kardeşli adamın hikâyesi… -

"Sizin herhangi birinizin malı, ailesi ve amelleriyle olan meselesi şu üç kardeşli adamın meselesine benzer: Adamın birinin üç kardeşi vardı. Bu kişi vefat edeceği sırada kardeşlerinden birini çağırarak; "Gördüğün gibi artık ölüyorum. Aramızda bu kadar senelik bir kardeşlik vardır. Peki, söyle bakalım bu kardeşlik gereği benim için ne yapacaksın?" dedi.

Kardeşi de şunları söyledi: "Hastalığın süresince sana bakar ve seni hiç yalnız bırakmam. Öldüğünde de seni yıkar, kefenler, kabrine varıncaya kadar tabutunu taşırım. Daha sonra da seni hayırla yâd eder ve soranlara methederim." Bu kardeş, o kişinin ailesidir. Söyleyin bakalım bu kardeşi nasıl buluyorsunuz?"

Sahabiler: "Ey Allah'ın Resulü! Onu pek yararlı biri olarak görmüyoruz." dediler.

Bunun üzerine Hz. Peygamber sözlerini şöyle sürdürdü: "Ölüm döşeğinde yatmakta olan o kişi, ikinci kardeşini çağırarak ona: "Benim ölmek üzere olduğumu görüyorsun. Aramızda bunca senelik kardeşlik ve hukuk vardır. Bunun gereği olarak benim için ne yapacaksın?" dedi.

O da: "Sana ancak diriler arasında bulunduğun sürece herhangi bir faydam dokunabilir. Öldüğünde yollarımız ayrılacak, sen başka bense daha başka bir yola gideceğiz. Bu durumda senin için ne yapabilirim?" cevabını verdi. İşte bu kardeşi de onun malıdır. Bu kardeşi nasıl buluyorsunuz? ."

Sahabiler: "Ey Allah'ın Resulü! Biz bunu da pek yararlı biri olarak görmüyoruz." dediler.

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem de devamla şunları söyledi: "Ölüm döşeğindeki adam üçüncü kardeşine: "Görüyorsun ki ölüyorum. Ailemin ve sahip olduğum malımın verdikleri cevabı da duydun. Peki, sen kardeşlik gereği benim için ne yapacaksın?" dedi.

Üçüncü kardeş de şunları söyledi: "Ben onlara benzemem. Kabre girdiğinde ve tek başına kaldığında sana yoldaşlık yaparım. Tartı ve hesap gününde terazinin hasenat (iyilikler) kefesini ağırlaştırırım."

Sahabiler buna: "Ey Allah'ın Resulü! O güzel bir kardeş ve iyi bir arkadaştır." karşılığını verdiler.

Bunun üzerine Hz. Peygamber: "İşte gerçek kardeş budur" buyurdular.

Abdullah bin Kürz, Resulullah'ın anlattığını şiirleştiriyor!

O zaman Abdullah bin Kürz adlı sahabi kalkarak: "Ey Allah'ın Resulü! İzin verirseniz bu anlattıklarınızı şiirleştireyim" dedi.

Hz. Peygamber de: "İzin veriyorum" buyurdular. Abdullah bin Kürz o geceyi evinde geçirerek ertesi gün o Hz. Peygamber'in huzuruna çıktı. Sahabiler de oraya topladılar.

Abdullah şu şiiri okudu:

"Ben, ailesi, malı ve elleriyle yaptığı ameller olmak üzere üç kardeşi olan ve öleceği sırada onları çağırarak kendilerine şöyle diyen kişi gibiyim:

"Bugün başıma gelen şu çetin günde bana yardımcı olunuz. Bu gün çok uzun ve korkunç bir ayrılığın başlangıcıdır. Bu konuda bana ne gibi bir yardımda bulunabilirsiniz?"

Bunun üzerine kardeşlerden biri şöyle dedi: "Ben, hayatta olduğun sürece sana itaat eder ve her dediğini yaparım. Fakat ayrılık vakti geldiğinde senin için hiç bir şey yapamam. Eğer benden bir şey isteyeceksen şimdi istemelisin. Çünkü seninle birlikte gelecek olsam birçok tehlikelere atılmış olurum. Eğer gidecek olursan sakın beni arkanda bırakma. Ölmeden önce beni, halini ıslah etmek için harcamalısın."

İkinci kardeşse şunları söyledi: "Ben seni cidden sever ve fazilet bakımından diğerlerinden üstün tutarım. Senin için yorulur ve sana nasihat ederim. Ancak ölüm geldiğinde senin için ona karşı koyamam; bu konuda elimden ağlamaktan başka bir şey gelmez. Evet, vefat ettiğinde hıçkıra hıçkıra ağlar, soran olduğunda seni överim. Cenazene katılıp diğerleriyle birlikte seni son ikametgâhına kadar taşırım. Oraya yerleştiğinde evime geri dönerek sanki hiç bir şey olmamışçasına ve seninle aramızda dostluk ve kardeşlik yokmuşçasına işimin başına geçerim."

İşte bu kardeş o kişinin ailesidir, birincisi ise onun malıydı. Bu ikisinin ölen kişiye en ufak bir faydaları dokunmadı. Sıra üçüncü kardeşe geldiğinde o şunları söyledi: "Ben senin için gerçek bir kardeşimdir. Korkunç ve tehlikeli anlarında benim gibi bir dost ve kardeş bulamazsın. Kabrinde seni yalnız bırakmam ve her türlü tehlikeye karşı savunurum.

Kıyamet gününde hesaplar görülürken hasenatını artırmak için terazinin kefesine otururum. Bunun için de sakın beni unutma ve kıymetimi bil. Çünkü ben senin için daima şefkatli ve seni hiç bir zaman mahcup etmeyecek bir nasihatçiyim."

İşte bu kardeş de insanın kendisi için önden gönderdiği salih amelleridir. İnsan yaptığı iyilikleri ahirette bulacaktır."

Bu şiiri dinleyen Hz. Peygamber ve onunla birlikte, orada bulunan sahabiler ağladılar. Daha sonraları Müslümanlar, Abdullah'ı yanlarına çağırtıp ona bu şiiri okutarak ağlarlardı.

[Hayatü's-Sahabe, M. Yusuf Kandehlevi]

Son Güncelleme: Cuma, 29 Mart 2024 14:46  

REKLAMLAR

Web Site Tasarımı

Yönetim Panelli Website Tasarımlarınız için

0532 307 60 09

 

 

İSTATİSTİKLER

OS : Linux c
PHP : 5.3.29
MySQL : 5.7.43
Zaman : 14:46
Ön bellekleme : Etkisizleştirildi
GZIP : Etkisizleştirildi
Üyeler : 31076
İçerik : 1248
Web Bağlantıları : 2
İçerik Tıklama Görünümü : 2216816

Haberler

Yükün dürüstlükse gücün düşer belki ama başın düşmez.

 

Kızılderili Atasözü