ahmetturkan.gen.tr

HAYATTAN DERSLER

  • Yazıtipi boyutunu arttır
  • Varsayılan yazıtipi boyutu
  • Yazıtipi boyutunu azaltır

Tarihten Anektodlar

e-Posta Yazdır PDF

GİRİT

Keçecizâde'nin Rusya'da bulunduğu sıralarda Rus Çarı, Keçecizâde FuadPaşa'ya takılır:- Paşa şu Girit'i satsanız!- Hay hay, satalım ekselans- Kaça satarsınız?- Aldığımız fiyataGirit'in yirmi seneyi aşkın bir zamanda ve binlerce şehitle alındığını bilenÇar sararır. BİZ DE ONLARA YAKLAŞIYORUZSultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfegönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla:- 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der.Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der:- Biz de onlara yaklaşıyoruz. AÇLIKFatih, hocası Akşemseddin'e sorar:- İnsan açlığa ne kadar dayanabilir?Akşemsettin cevap verir:- Ölünceye kadar. AHMET MÜSADE ETMEZSadrazam Keçecizade Fuad Paşa'ya yetmişlik bir kadının otuz yaşında birgençle evlenmek istediğinden bahsetmişler.Paşa hemen:- Ahmet müsaade etmez, demiş.Sormuşlar- Hangi Ahmet- Karaca Ahmet. AKSAKALLIVarna Savaşı'nda muharebe meydanında gezen II. Murad, düşman askerlerininhep genç olduğunu görür. Komutanlarından birine sorar."Garip değil mi? Bu kadar ölünün içinde hiç aksakallı görmedim. Hepsi genç,hepsi taze!" Komutan şu cevabı verir:- Padişahım! İçlerinde bir aksakallı olsaydı, başlarına bu felâket gelirmiydi? AKIL VERGİSİDostlarında biri, Fransız kralı 15. Lui' ye:- Majesteleri, demiş. Akıl vergisi almayı hiç düşündünüz mü? Hiç kimsebudalalığı kabul etmeyeceğine göre, herkes böyle bir vergiyi seve seve öder.Kral, alaylı alaylı gülerek:- Hakikatten enteresan bir fikir, cevabını vermiş..... Bu buluşunuza karşılık,sizi akıl vergisinden muaf tutuyorum. BİLMEK İÇİN ÖĞRENMEKTarih biyografisi ve monografi sahalarında erişilmesi çok güç bilgisiyle,dünya çapında bir şahsiyet olan İbnülemin Mahmud Kemal (İnal) a sormuşlar:- "Sizdeki bilginin çok azına sahip olmalarına rağmen sizden çok daha fazlatanınanlar var. Bunun sebebi nedir?"Şöyle cevap vermiş:- Ben bilmek için öğrendim, onlarsa bilinmek için! ÇANAKKALE İÇİNDEİngiliz garson, Türk müşteriye:-"Çanakkale'de çok askerimizi öldürdüğünüz için sizleri pek sevmeyiz"deyince, bizimkinden gayet soğukkanlı bir şekilde şu cevabı almış:-Orada ne işiniz vardı? DERDİN DEVASIZI.İbn-i Sinâ ya:- Dünyada devası olmayan bir dert var mıdır? Diye sorduklarında:- Derdin devasızı, iyinin kötüye muhtaç olmasıdır, cevabını vermiş. DERS ALABİLMEKLokman Hekim'e:- "Bilgeliğini kimlerden aldın?" diye sorduklarında:- Körlerden, cevabını vermiş.... Çünkü onlar, yoklamadan adım atmazlar. FATİH NİYE ÜSTÜNNapolyon, S. Helen adasında sürgün bulunduğu sırada'Fatih mi yoksa siz mibüyüksünüz? Sorusunu soranlara şöyle cevap vermişti: Büyüklükte ben onun çırağı bile olamam. Çünkü ben, kılıçla zapt ettiğimyerleri henüz hayattayken geri vermiş bir bedbahtım. O ise; fethettiğiyerleri nesilden nesile intikal ettirmenin sırrına ermiş bir bahtiyardır. GENÇ FATİHBir genç,"Fatih Sultan Mehmed'in resmini neden hep yaşlı bir insan suretindeçiziyorlar" diye sorunca,bir yazarımız şöyle cevap vermiş:- Yaptığı işler o kadar büyük ki, bunları genç bir insanın yapacağınıhayallerine sığdıramıyorlar. HANGİ BORÇ III. Mustafa'nın veziri Koca Ragıp Paşa'nın konağında bir Ramazan günü oruçüzerine sohbet yapılıyordu. Ragıp Paşa, orada bulunanlardan ŞairHaşmet'e:- Haşmet! Senin de borcun var mı? Diye sorunca, Haşmet:- Evet efendim! Diye cevap verdi. ....Mahalle bakkalına bin kuruş, kasaba beşyüz kuruş.Ragıp Paşa gülerek:- Onu sormuyorum yahu, dedi. Oruç borcun var mı, sen onu söyle.Şair Haşmet şu cevabı verdi:- Paşam, oruç borcunu Allah sorar. Sizin soracağınız, kul borcudur. HERŞEYİNİ ALDIM AMA.Halet Efendi, kendisine dalkavukluk etmeyen Moralı Osman Efendiyi bir takımbasit işlerle Anadolu'da dolaştırır.Ama onun bir gün kendisini görmek için geldiğini duyunca, sofaya koşarakkarşılar ve gideceği zaman da merdiven başına kadar uğurlar.Olaya şahit olan İzzet Molla:- Efendim! der. Bu adama etmediğiniz kötülük kalmadı. Şimdi bu kadar iltifatedişinizin hikmeti nedir?Halet Efendi cevap verir:- Evet, ben bu adamın her şeyini aldım. Ama üzerinde bir "efendilik"var ki, onu bir türlü alamıyorum. Onu görünce de saygı duymak zorundakalıyorum. FATİH SULTANFatih Sultan Mehmet, adamları ile gezerken, yanına sokulan dilenciye biraltın vermiş. Dilenci parayı alınca:-Aman Sultanım, demiş... Koskoca bir padişah, kardeşine bu kadar para verirmi?Fatih Sultan Mehmet, nereden kardeş olduğunu sorunca, dilenci:-İkimiz de Hazreti Âdem'in çocukları değil miyiz? Demiş. Elbette kardeşiz.Sultan Fatih:-Bu keşfini sakın başkasına söyleme, diye gülümsemiş. Diğer kardeşlerimiz depay isterse, sana zırnık bile düşmez.KARINCAKanuni Sultan Süleyman, sarayın bahçesindeki armut ağaçlarını kurutankarıncaların öldürülmesi için Şeyhül İslam Ebussud Efendi'den şu beyitlefetva istemiş: "Dırahta ger ziyan etse karınca, Zararı var mıdır anı kırınca"(Ürünlere zarar veren karıncaların öldürülmesinde dinen bir zarar varmıdır?) Ebussud Efendi bir beyitle cevap vermiş:"Yarın Hakkın divanına varınca Süleyman'dan hakkın alır karınca" LA HAVLE VE LA KUVVETE Meşhur Cimri Paşa atlarının arpa yemesi gerektiğini söyleyen seyislerinekızar ve her seferinde "La Havle" (ya sabır!) çekermiş.Bir gün arabasının atları dermansızlıktan yığılıp kalınca, hiddetle sormuş.- Atlarıma ne oldu?Seyis, cevabı yapıştırmış:- Ne olacak efendim "La Havle" yiye yiye "Ve la kuvvete" (kuvvetsiz)oldular.MESELE GETİRME DE.Rusya sefiri meşhur İgnatiyef memleketine giderken veda için geldiği YusufKamil Paşa'ya:-'Efendimize Rusya'dan ne getireyim?' demesiyle Paşa:-'Bir mesele getirme de, ben hiçbir şey istemem' dedi. NAPOLYONFransa hükümet ricalinden biri Napolyon'un bir muharebede tenkide kalkışıpparmağını harita üzerinde gezdirerek:- Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zaptetmeliydiniz, gibi fikirler belirtmeye başlayınca, Napolyon:- Evet, demiş. Onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım.NE İSABET! Harun Reşid, bir av sırasında hedefini ıskalayınca, yanında bulunan BehlülDana Hazretleri:- İsabet oldu efendim, demiş. Büyük isabet oldu.Ve Halifenin şaşkın bakışları arasında devam etmiş:- Yani kuşun hayatı açısından isabet oldu. SİGORTAİngiliz Büyükelçisi, eski Türk evlerinin dış duvarlarına asılan "Ya Hafız"(Muhafaza Eden Rabbimiz) levhalarını görünce dayanamamış ve Keçecizade FuadPaşaya bunların ne olduğunu sormuş.Fuad Paşa İngiliz'in tam anlayacağı dille cevap vermiş.- O gördükleriniz, Osmanlı Sigorta Şirketinin levhalarıdır.SIRYavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerlerigizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferinyapılacağı ülkeyi sorunca,Yavuz ona:- Sen sır saklamayı bilir misin? Diye sormuş.Vezir: - Evet hünkârım, bilirim dediğinde,Yavuz cevabı yapıştırmış:- İyi, ben de bilirim.

Son Güncelleme: Salı, 14 Mayıs 2024 13:15  

REKLAMLAR

Web Site Tasarımı

Yönetim Panelli Website Tasarımlarınız için

0532 307 60 09

 

 

İSTATİSTİKLER

OS : Linux c
PHP : 5.3.29
MySQL : 5.7.43
Zaman : 13:15
Ön bellekleme : Etkisizleştirildi
GZIP : Etkisizleştirildi
Üyeler : 31076
İçerik : 1251
Web Bağlantıları : 2
İçerik Tıklama Görünümü : 2257049

Haberler

EDEP BİR TAC İMİŞ NUR-U HÜDADAN, GİY O TACI EMİN OL HER BELADAN...