ahmetturkan.gen.tr

HAYATTAN DERSLER

  • Yazıtipi boyutunu arttır
  • Varsayılan yazıtipi boyutu
  • Yazıtipi boyutunu azaltır

Modern zamanlarda sanat eseri hırsızlığı

e-Posta Yazdır PDF
BAE'de düzenlenen El-Bürde yarışmasında ödüller, jürinin akrabalarına giderken yarışmaya katılan eserler sahiplerine iade edilmedi!

İbrahim Ethem Gören/ Dünya Bülteni

El-Bürde, Birleşik Arap Emirlikleri'nin Kültür Gençlik ve Toplumsal Kalkınma Bakanlığı tarafından 2004 yılından günümüze kadar Mevlid-i Nebevi kutlama etkinlikleri kapsamında düzenlenen bir sanat yarışmasının ismi...

BAE'nin mezkûr Bakanlığı El-Bürde yarışmasıyla bir yandan Sevgili Peygamberimizin (sav) hayatını konu edinen İslam sanatı eserlerinin ortaya çıkmasına vesile olurken diğer yandan bu

eserlere imza atan İslam coğrafyasındaki kabiliyetli sanatçıları ödüllendiriyor...

El-Bürde yarışmasıyla Resulullah (S.A.V.)'ın şahsının ve O'nun mübarek siret-i seniyyelerinin kutlu doğum gününde açık bir şekilde aydınlatılmasını amaçlıyor. Yarışmanın oldukça iddialı amaçları ise şunlar:

"Yeni nesillerin dinlerine bağlı kalmalarını teşvik etmek, İslamiyet'in esasları doğrultusunda görev ve sorumluluklarının idraki içinde olmalarını sağlamak.

Katılımcılar arasında rekabeti teşvik etmek ve Resulullah (S.A.V)'ın siret-i seniyyelerini anlama konusunda daha fazla emek ve zaman ayırmalarını sağlamak.

İslam dünyasındaki en mükemmel ve olağanüstü eserleri üreten, hattatları, şairleri, müzehhibleri ve modern İslam sanatçılarını ödüllendirmek.

Aysun Mert'in geriye alamadığı tezhip

Yurdumuzun uygarlık yönünü ortaya koymanın yanı sıra, İslam Âleminin evlatlarına destek ve yardımda bulunmada dinimizin öğretilerinin önemine dikkat çekmek.

İslami değerlerin hayattaki fonksiyonunun önemini vurgulamak.

Dünyada açıkça İslam'a hizmet eden şahıs ve kurumları, en mükemmel ve olağanüstü sanatları ortaya koyan sanatkârları ödüllendirmek."

El-Bürde yarışmasının ödülleri Peygamberimizin (sav) doğum gününde, Rebiulevvel ayının onikinci gecesinde hat sahiplerine takdim ediliyor...

2010 yılında düzenlenen ve geçtiğimiz aylarda katılımcılara eserlerinin teslim edilmesi gereken El-Bürde yarışmasında dağ fare doğurdu... Ödüller jüri heyeti üyelerinin akrabalarına verildi... Türkiye'den yarışmaya katılan tezhip sanatçılarının eserlerine el konuldu... El-Bürde yarışmasının jüri heyetinde, hat sanatı bilirkişisi Fahri Profesör Uğur Derman ile birlikte uluslararası hat sanatı yarışmalarında kendisine verilen ödüllerle adını duyuran Mehmet Özçay da yer aldı...

Buraya kadar her şey normal... Petrol zengini bir ülkenin İcmitai Kalkınma Bakanlığı, ilhamını, Efendimiz (sav) dönemindeki şuara yarışmalarından alan bir sanat müsabakası düzenliyor... El-Bürde yarışmasına yüzlerce eser katılıyor. Jüri heyeti eserleri değerlendiriyor, dereceye girenler ödüllerini alıyor. Bu noktada cümlemizin, "Dereceye giremeyen eserler sahiplerine iade ediliyor"la devam etmesi gerekiyordu. Lakin El-Bürde yarışmasına Türkiye'den katılan beş tezhip sanatçısının eserleri kendilerine iade edilmediği için cümlemizi bahsettiğimiz şekilde tamamlayamadık.

Esra Öztürk'ün geri alamadığı tezhip

Bu yazı, El-Bürde yarışmasında pek çok tuhaf mesele olmasına rağmen bunlara girmeden sadece son cümlemiz özelinde temellendirilecektir.

Tüm sanat yarışmalarında derece kazanamayan eserler sahiplerine iade edilir. Bu keyfiyet her yerde böyledir... Yarışmaya katılan eserler ödül kazanamadığı takdirde eser sahiplerine iade edilir. Fakat en son düzenlenen El-Bürde yarışmasında keyfiyet böyle olmadı. Yarışmaya Türkiye'den katılan tezhip sanatçılarından Hatice Kübra Tavaslı, Fatmanur Tavaslı, Esra Öztürk, Aysun Mert ve Emine Geçtan; yarışma için Birleşik Arap Emirlikleri Kültür, Gençlik ve Toplumsal Kalkınma Bakanlığı'na gönderdikleri eserleri geriye alamadı...

Bir uluslararası yarışma düşünün... İsmi El-Bürde olsun, yarışmanın amaçları arasında "Dünyada açıkça İslam'a hizmet eden şahıs ve kurumları, en mükemmel ve olağanüstü sanatları ortaya koyan sanatkârları ödüllendirmek" gibi iddialı bir cümle olsun. Ve yarışmanın jürisinde de Uğur Derman ve Mehmet Özçay gibi Türkiye'den "maruf" isimler olsun. Üstelik yarışmanın web sitesinde (http://www.burda.ae) Mehmet Özçay ketebeli "Caizet'ül-bürde" sülüs istifi yazı bulunsun! Ve yarışmadan sonra eserler, sahiplerine teslim edilmesin! Böyle bir şey olur mu? Olur!  Peki, bunun adı o zaman ne olur? Bunun adı olsa olsa modern zamanda sanat eseri hırsızlığı olur...

Fatmanur Tavaslı'nın alamadığı eseri

El-Bürde yarışmasına katılıp da yarışma sonrasında eserlerini teslim alamayan tezhip sanatçılarımız, önce jüri heyeti üyesi Mehmet Özçay'a giderek taleplerini iletirler. Sanatçıların talepleri, eserlerini geri almaktan ibarettir. Çünkü her yerde yarışmaya katılan eserler sahiplerine iade edilir... Fakat sanatkârlarımız bir türlü olumlu bir netice alamazlar. Çünkü yarışmaya gönderdikleri eserler birileri tarafından beğenilmiştir ve yok pahasına satın alınmak istenmektedir. Eser sahipleri, çalışmalarını yok pahasına vermek istemeyince bu kez yarışma şartnamesinin, "Ödül alamayan eserler, istenmesi durumunda, sonuçların ilan edilmesinden sonra 30 gün içinde iade edilebilir. Bu eserler sahiplerine veya yasal vekillerine Bakanlık binasında elden teslim edilecektir. Yukarıda belirtilen süre içinde teslim alınmayan eserlerden dolayı yarışmacı herhangi bir hak iddia edemez..." maddesi işletilmeye çalışılır. Sanatçılarımız bunun için de tedbirlidir. Birleşik Arap Emirlikleri Kültür, Gençlik ve Toplumsal Kalkınma Bakanlığı'na, vekâleten bir temsilci gönderirler. Lakin temsilcilerine eserler türlü gerekçelerle teslim edilmez.

Sanatçılarımız oldukça tedbirli davranmıştır. Yarışma sekreteryasına şartnamede belirtilen süreler içerisinde defalarca e-posta gönderirler, hatta birçok kere telefonla ulaşmaya çalışırlar. Fakat e-mailleri dikkate alınmaz, telefonlarına cevap veren olmaz. Hâlbuki yarışmaya Türkiye'den katılan bazı sanatçıların ise, ilgili sekreteryaya gönderdikleri e-postaların ardından eserleri vekillerine teslim edilmiştir.

Hat ve tezhip sanatçısı Emine Geçtan

Sanatçıların sabrı taşınca jüri heyeti Mehmet Özçay'a tekrar müracaat ederler... Aldıkları cevap aynen şöyledir: "Sessiz olursanız, yapıcı davranırsanız ve hissi davranmazsanız eserlerinizi satın almaları önerisinde bulunabilirim."

Sanatçılar eserlerini satmaya mecbur mu? Bu cümleyi bir hattata; bir hattat namzedine yakıştıramıyorum.  Neden sessiz olsunlar ki! Avamdan bir insan bile bu durumda böylesi bir laf etmez! Buna ne hakkı vardır, ne de hukuku! Haklarını arayan, aylar süren gayretler neticesinde ortaya çıkardıkları el emeği, göz nuru sanat eserlerini geriye almak isteyen müzehhiplerin haklı taleplerini "hissi davranmakla" izah eden böylesi bir anlayışın, Türkiye'de ve dünyada saygın bir hattat olarak itibar görmekte olması müstakil bir makale konusudur.

El-Bürde yarışmasına da Türkiye'deki kimi yarışmalarda olduğu gibi subjektif unsurlar ve bildik sonuçlar hâkim... Jüri heyeti üyelerinin akrabaları -Türkiye'deki hat yarışmalarında bu durum daha çok jüri heyetinin talebesini kayırması şeklinde vuku buluyor- ödüle layık görülüyor.

El-Bürde yarışmalarında hemen her sene bir "Agamiri" mutlaka ödül alıyor... El-Bürde'nin son yarışmasında jüri heyeti üyesi Muhammet Bakır Agamiri'nin akrabalarından Mohd-Husain-Agamiri ve Mohsin-Aghamiri ödüle hak kazandı!

Mevzua tekrar dönecek olursak, tezhip sanatçıları Hatice Kübra Tavaslı, Fatmanur Tavaslı,  Esra Öztürk, Aysun Mert ve Emine Geçtan; jüri heyeti üyesi Mehmet Özçay'dan, eserleri geri alabilmenin mümkün olmadığını geç de olsa anlayınca, yaşadıkları üzücü süreçle ilgili durumu, yazdıkları dilekçelerle Cumhurbaşkanlığı'na, Dışişleri Bakanlığı'na, Dubai Başkonsolosluğu'na, Dubai Kültür ve Tanıtım Ataşeliği'ne, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'na, Kültür Sanat Ajansı'na bildirerek yardım talebinde bulunurlar ve eserlerinin bir an önce kendilerine teslim edilmesini talep ederler...

Hat ve tezhip sanatçısı Emine Geçtan'ın BAE'de mahsur kalan eseri

Sanatçılarımızın, hak hukuk, sanat ve estetik duyarlılığına sahip, yukarıda unvanlarını andığımız devlet kurumlarına ve STK'lara gönderdikleri dilekçe metni şöyle:

"Birleşik Arap Emirlikleri Kültür, Gençlik ve Toplumsal Kalkınma Bakanlığı'nın 2010 yılında düzenlemiş olduğu El-Bürde yarışmasına, Aysun Mert, Hatice Kübra Tavaslı, Fatmanur Tavaslı,  Esra Öztürk ve Emine Geçtan, Tezhip dalında katıldık. Eserlerimiz dereceye giremedi.  Aysun Mert adlı arkadaşımızın eseri hariç, eserlerimiz, 8 Aralık 2010 tarihinde Yarışma jürisinden Hattat Mehmet Özçay aracılığıyla Bakanlık tarafından satın alınmak istendi. Eserlerimizi satmak istemediğimiz için verilen fiyatı kabul etmedik ve bir süre sonra yeniden 30 Aralık 2010 tarihinde Muhammet El-Mur adına Sait Kasımoğlu aracılığıyla tekrar satın alınmak için bizden fiyat istendi. Eserlerimizi satmadığımız takdirde eserlerimizi geri alamayabileceğimiz söylendi. Geçmiş senelerde arkadaşlarımız eserlerini geri almakta sorun yaşamadığı için bu konunun üzerinde durmadık.

Yarışma sonuçları açıklandıktan sonra eserlerin teslim alınması gereken son tarih, 10 Şubat 2011 olarak açıklandı. Biz de, geçen yıllarda eserlerini bir dilekçeyle alan arkadaşların dilekçesinin bir örneğini temin ederek, Leon Horace Vaz adına dilekçelerimizi İngilizce olarak hazırladık. Dilekçeleri internet ortamında Yarışma sekreteri Hakem Ghannam'ın ve yarışmanın, şartnamede belirtilen mail adreslerine e-posta olarak gönderdik. Dilekçeleri ulaştırdığımız Leon Horace Vaz, Abu Dhabi Kültür Bakanlığı'ndan 23 Ocak 2011'de, eserleri teslim almak istedi. Fakat elindeki dilekçenin geçerli olmadığı ifade edilerek eserler kendisine teslim edilmedi.  Bunun üzerine yarışma jürisinden Hattat Mehmet Özçay'a danıştığımızda, bize "noter onaylı belge düzenlememiz gerektiğini, kendisinin Bakanlıkla irtibata geçip eserlerin teslim alınacağı tarihi, ödül töreni gününe erteleteceğini" ifade etti. Biz de bunun üzerine ödül törenine katılacak olan arkadaşımız Zehra Yıldız adına, noter onaylı vekâletname düzenledik. Ödül töreni günü eserlerimizi talep eden arkadaşımız, Hakem Ghannam tarafından, "bize bu tarihte alınacağına dair gelen mailde sizin isimleriniz yok" gerekçesiyle geri çevrildi. Hattat Mehmet Özçay'ın bu konuda kendilerini önceden bilgilendirdiği ifade edilse bile, Hakem Ghannam " bu şartlarda hiçbir şey yapamam, öyle bir şeyden haberim yok" diyerek eserleri teslim etmedi. Bu esnada başka birçok kişi, tarihi geçmesine rağmen eserlerine ulaştı.

Hatice Kübra Tavaslı'nın El-Bürde yarışma organizasyonundan alamadığı eseri

"Eserlerin teslim tarihi geçti" gerekçesiyle cebren ve hile ile eserlerimize el koyan Birleşik Arap Emirlikleri Kültür, Gençlik ve Toplumsal Kalkınma Bakanlığı ile irtibata geçmek için tekrar Mehmet Özçay'a başvurduk. Mehmet Özçay ve danıştığımız birçok kişi tarafından başka makamlara bu süreçte başvurmanın doğru olmadığı ifade edildi. Mehmet Özçay ile uzun süreli görüşmelerden ve birbirini tutmayan çelişkili ifadelerden sonra Bakanlık eserlerimizi iade edemeyeceğini fakat satın alabileceğini, Mehmet Özçay aracılığı ile bize bildirdi. Mehmet Özçay'ın bize yazmış olduğu şu mesaj, haksız yere eserlerimize el koyduklarının bir delillidir: "...kendileriyle görüştüm. Satın alabileceklerini ama iadenin mümkün olmadığını söylediler..."

Bu sürecin yaşandığı iki ay sonunda, Mehmet Özçay aracılığı ile irtibata geçip eserlerimizi talep ettiğimiz Bakanlık, bize başka şansımız olmadığını ima ederek fiyat istedi. Yapıcı davranarak fiyat söyledik. Bize söylediğimiz fiyatların mümkün olmadığını ifade ettiler. Verebilecekleri fiyatlar, en başta söyledikleri fiyattı. Böylece yaklaşık iki ay boyunca ailemiz ve çevremizle birlikte yaşadığımız zorlu sürecin, bir oyalamadan ibaret olduğunu anladık.

Şunu açıkça ifade ediyoruz: Yukarıda belirttiğimiz üzere Birleşik Arap Emirlikleri Kültür, Gençlik ve Toplumsal Kalkınma Bakanlığı tarafından düzenlenen 2010 yılı El-Bürde yarışması neticesinde uğramış olduğumuz sanat eseri gasp ve hırsızlığını; sanata ve sanatçıya verdiği destekle bilinen Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e, TBMM Başkanlığı'na ve Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Sayın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na, Sayın Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'a, ülkemizin kültürel mirasını yurtiçinde ve yurtdışında korumayı ve duyurmayı kendisine ilke edinmiş, bu doğrultuda Klasik Türk Sanatlarını ve sanatçılarını ayakta tutmayı amaç edinmiş bütün Sivil Toplum Kuruluşlarına (özellikle Bilim Sanat Vakfı ve İstanbul Kültür Sanat Vakfı'na), Sayın İlber Ortaylı'ya, Vehbi Koç Vakfı'na, Tarih Vakfı'na, Osmanlı Araştırmaları Vakfı'na, sanat eseri koleksiyonerlerine, yazılı ve görsel medya ile sosyal medyaya ilan ediyoruz. Yetkili kurum ve kişilerin, eserlerimizin en kısa sürede tarafımıza iadesi konusunda gereken yardımı yapacaklarını umut ediyor, bu noktada bize gösterecekleri destekten dolayı teşekkür ediyoruz."

Anlaşılacağı üzere El-Bürde yarışması da son yıllarda Türkiye'de özellikle Prof. Dr. Ali Alparslan'ın vefatının ardından düzenlenen İslâm-Türk sanatları yarışmalarının neticeleri gibi tartışmaya açık ve şaibeli hale gelmiştir.

Türkiye'deki geleneksel sanatlar yarışmalarının; Türkiye uzantılı körfez ülkelerinde düzenlenen İslam sanatı yarışmalarının; jüri heyetlerinin ve seçici kurul teşkil biçimlerinin tartışılma zamanı gelmiştir. Çünkü artık mızrak çuvala sığmamaktadır.

Eleştiri olmadan sanatta ve sanatçıda tekâmül olmaz. Sanatçı estetik güzelliklerin peşinden giderken her daim eleştiriye açık olmalıdır. Ve yeri geldiği zamanda da mahir bir cerrah ortaya çıkarak sanat camiamızdaki kokuşmuş, başkalaşmış, haktan ve hakikatten uzaklaşmış yapılanmalar varsa bunları tesbit edip ilgili mecradaki çürüyen uzuvları güçlü neşteriyle kazıyıp atarak, bünyenin alt tabakalarındaki saf hücrelere alan açmalıdır.

KAYNAK :http://www.dunyabulteni.net/?aType=haber&ArticleID=158138
Son Güncelleme: Cuma, 19 Nisan 2024 15:15  

REKLAMLAR

Web Site Tasarımı

Yönetim Panelli Website Tasarımlarınız için

0532 307 60 09

 

 

İSTATİSTİKLER

OS : Linux c
PHP : 5.3.29
MySQL : 5.7.43
Zaman : 15:15
Ön bellekleme : Etkisizleştirildi
GZIP : Etkisizleştirildi
Üyeler : 31076
İçerik : 1249
Web Bağlantıları : 2
İçerik Tıklama Görünümü : 2229501

Haberler

MADEM O' VAR HER ŞEY VAR.....

BEDİÜZZAMAN.................