Resûl-i Ekrem Efendimizin Medine'ye hicretleriyle on üç senelik Mekke devri geride kalmış oluyordu. İslâm tebliğ tarihinde mühim bir yer işgal eden bu devreyi burada tekrar özetlemek, hususan Peygamber Efendimizin bu devredeki tebligatını bir kere daha nazara vermekte bir çok faydalar vardır.
Resûl-i Ekrem Efendimiz, Miladi 610 yılında Cenâb-ı Hak tarafından peygamber olarak vazifelendirildiği zaman o günün Arap cemiyeti bütün dünya ile birlikte tarihinin en karanlık ve vahşetli devrini yaşıyordu. İçinde bulunduğu cemiyeti ve bütün insanlığı bu zulmet ve vahşetten kurtarma vazifesi ise Efendimizin omuzuna tevdi ediliyordu.