30 GÜNLÜK KİŞİLİK DİYETİ

Cuma, 29 Mart 2024 09:38 Ahmet Türkan
Yazdır
 
 Ahmet TAŞGETİREN
30 günlük kişilik diyeti
Bugün Ramazan'ın 5'inci günü. Henüz Ramazan'la ilgili bir şey yazamadım.
"Açılım" konusu aldı başını gidiyor, bugün yine aynı konuyu yazmak isteseydim, yazılacak birçok şey vardı.

Ama bir tıp adamının, Ramazan değerlendirmesi, tam da benim yüreğimin yankısı oldu. Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'nun Hürriyet'teki yazısı.

Benzeri bir yazıyı ben, 20 küsur yıldır yayın yönetmenliğini yürüttüğüm Altınoluk dergisinde yazmıştım.

Altınoluk, Ramazan (Ağustos) sayısını "30 Günlük Kişilik Diyeti" kapağı ile sunmuştu.

Şu ifadeler vardı sunuşta:

"İnsanlar, maddi bünyelerindeki kimi hastalıklı oluşumları tedavi etmek için son derece titiz bir şekilde düzenlenmiş diyetlere uyuyorlar. Diyetlerde en küçük bir sapmaya yönelmiyorlar. Çünkü sağlık söz konusu.

Oysa işin bir de manevi sağlık boyutu var.

Kişilik kıvamındaki sarkmalar, bozulmalar, yıpranmalar...

Onlar ne olacak?

Onların diyeti ne?"

Ramazan'ı bir "Kişilik diyeti" gibi yaşamak...

Bunu işlemiştik.

Dediğim gibi, Prof. Dr. Müftüoğlu'nun, tıp dünyasından yaptığı "Ramazan açılımı", tam benim yüreğimin yankısı oldu. Heyecan duydum ve sizlerle paylaşmamak edemedim.

Gelin, o yazının "Ramazan beden ve ruh için müthiş bir 'iç doktor'dur" başlıklı bölümünü okuyalım:

"Eğer iyi hayat yolunda bir şeyler yapmak istiyorsanız önünüzde kocaman bir fırsat var. Bir aylık mükemmel bir farkındalık yolculuğu fırsatıdır bu. Bedensel ve ruhsal ağırlıklarınızdan kurtulmanız, yeniden kendiniz olmanız, farkındalıklarınızı çoğaltmanız, coşkuyu, neşeyi, sevmeyi, gülmeyi, anlamayı, öğrenmeyi, paylaşmayı ve vermeyi arttırmanız için otuz günlük kocaman bir fırsat.

Ramazan ayı iyi bir hayatı yeniden inşa etmek, iyi bir hayatın yolculuğuna yeniden başlayabilmek, iyi bir hayata can suyu verebilmek için mükemmel bir fırsattır.

Kabullenmek için, şükretmek, affetmek için, arınıp değişmek için, ağırlıklardan kurtulup hafiflemek için, cömertlik, alçak gönüllük ve sevgi için çok iyi bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirin. Bu fırsatı lütfen iyi değerlendirin.

Ramazan diyet ayı değildir.

Ben prensip olarak çok önemli bir sağlık sorunu olmayan hastalarımın, 'Oruç tutabilir miyim' sorusunu, 'Evet' diye yanıtlarım. Daha önce de yazdım, bir daha tekrarlayayım: Ben bu mübarek ayın beden ve ruh için müthiş bir iyileştirici bir 'iç doktor' olduğuna inananlardanım.

Ramazan ayında yapılabilecek en önemli yanlışlardan biri bu ayı bir 'diyet zamanı' gibi değerlendirmektir. Ramazan ayının anlamını ve faydasını bu kadar bozan bir yaklaşım düşünemiyorum. Gazete ve dergilerde konunun uzmanlarının hazırladığı 'Kilo Verdiren Ramazan Diyetleri'ni, yaptıkları tarifleri, açıklamaları, önerileri gördükçe hayretler içinde kalıyorum. Yeniden hatırlatalım ki Ramazan ayı, kilo verme, diyet yapma, zayıflama için hiç de uygun bir zaman değildir. Bu güzel ay sahip olmanın değil kendiniz olmanın, şükredip inanmanın, huzura, sevgiye, saygıya ve paylaşmaya odaklanmanın ve hayatı bize sunan sonsuz güce sınırsız inanmanın zamanıdır. Eğer bu süre içerisinde bilinen bazı yanlışları tekrarlamazsanız ne kilo alırsınız, ne şişmanlarsınız. Tersine birkaç kilo yağdan kurtulmanız bile mümkündür. Yapmanız gereken 'Ramazan'a Özel Diyet Listeleri' aramak yerine deneyimli bir beslenme uzmanıyla konuşarak 'yapacaklarınız ve yapmayacaklarınızı' öğrenmektir.

İyi bir hayat inşa etmenin en etkili yolu huzura odaklanmaktır. Ramazan ayının en önemli yararı ise bedene ve ruha verdiği huzur desteğidir. Bu huzur sizi kanserden de ülserden de başka hastalıklardan da koruyacaktır! Huzuru bol, keyfi, neşesi, eğlencesi zengin, koşuşturması, üzüntüsü, endişesi, korkusu az bir hayatın bedensel ve ruhsal bağışıklığı güçlendireceğini bilmelisiniz. Bu ayda sevdiklerinize, inançlarınıza, değerlerinize ve aidiyet duygunuzu geliştiren diğer güçlerinize sarıldıkça, bedeniniz de ruhunuz da iyileşecek, hastalıklara karşı direnç kazanacaktır.

Bu ay tutacağınız oruçlar sadece bedeniniz değil, ruhunuzu da arındırır. Size yalnızca bedeninizde biriken toksinleri atma fırsatı vermez, ruhsal arınmayı da hızlandırır. Ramazan bu yönüyle çok güçlü bir bedensel ve ruhsal arınma ayıdır. Bu ayın sonunda daha önce bir türlü kurtulamadığınız gaz, şişkinlik, yanma, kaynama gibi mide-bağırsak, kaşıntı, döküntü, kuruluk, saç dökülmesi gibi cilt problemlerinizden ve hatta uyku sorunları gibi ruhsal sorunlarınızdan önemli ölçüde kurtulduğunuzu görürseniz sakın şaşırmayın. Sebebi yukarıda belirttiğim güçlü ruhsal ve bedensel arınmadır. Eğer bu ayı daha da sağlıklı bir ay haline getirmek istiyorsanız, hastalara, yaşlı ve yoksullara yardım etmeyi unutmayın. Aile büyüklerinizi, akrabalarınızı ziyaret edin, hiç olmazsa telefonla arayın. Kaybettiğiniz dostlarınızı, akrabalarınızı hatırlayın ve onlara ışık yüklü, güzel dualar yollayın. Bu ay her akşam yarım saatinizi "iç hesaplaşmalarınız" için ayırın. Bunu korkmadan, çekinmeden, kendinizle bir kavga haline getirmeden yapın. Doğru ve iyi yanlarınızı (iyimserlik, yardımseverlik, affedicilik, hoşgörü, iltifat, sevgi...), yanlışlarınızı (kıskançlık, korku, endişe, olumsuzluk...) yan yana koyun ve iyilerini çoğaltmaya, kötülerini azaltmaya çalışın. Bu ay her zamankinden daha çok af ve özür dileyin. Daha çok şükredin."

Prof. Müftüoğlu'nun Ramazan yazısı böyle. Fırsat bulursanız ve ulaşabilirseniz, benim Altınoluk'un ağustos sayısındaki "Kalplerin Tabibi'nden 30 Günlük Kişilik Diyeti" başlıklı yazımı da okuyun.

Ahmet TAŞGETİREN

Son Güncelleme: Cuma, 29 Mart 2024 09:38