KAYBETTİK GALİBA....?
NEYİ ...?
ZERAFETİ...
VATANI KURTARAN RUHTU BU
Her Tavrın
Bir Zerafeti Vardır;
Oturmanın,
Kalkmanın,
Eşyaya Bakmanın...
Gönüllerdeki Zerafet
Dışa Yansıdıkça
Hayat Güzelleşir.
Bir Zarif Adam
Dedi ki ;
- Çocukluğumu hatırlarım,
biraz hızlı yürüsem,
ayağımı yere vurarak bassam, kızarak, parlayarak değil,
inandırarak, anlatarak,.
- Her şeyin
bir canı var yavrum,
tahta incinmez mi?
Bizi üstünde gezdiriyor,
Bizim de ona
hürmet etmemiz
gerekmez mi?"
derlerdi.
Bardağı yere koyarken ses çıkarmak ayıptı, Bardak ve konulduğu yer incinmemeliydi...
Uyandırılmak
istenen kişinin
yastığına hafifçe vurularak,
"Âgâh Ol Erenler! Denilirdi.
"Ben" diye konuşulmaz,
"Fakir" ifadesi
veya
“Köleniz”
Manasına gelen
“Bendeniz”
diye kullanılırdı,.
Gelen Misafirin
ayakkabıları içeri doğru çevrilirdi,.
Kapıya doğru çevirmek,
Bir daha gelme, demekti,.
İçeri dönük ayakkabılarını
giyen misafir,
evdekilere arkasını çevirmeden giyer ve kapıdan çıkardı...
"Kapıyı Kapat!" denilmezdi.
Allah (c.c)
kimsenin kapısını
kapatmasın diye,
"Kapıyı Ört”
ya da
“Sırla" denirdi.
"Lambayı Söndür" denilmezdi.
Allah (c.c)
kimsenin ışığını
söndürmesin diye,
"Lambayı Dinlendir" Denirdi,.
Lamba Yakılmaz, Uyandırılırdı,.
Yolda karşılaşanlar temenna ederlerken
El Kalbe götürüldüğünde,
"Muhabbetin Yüreğimde”,
Dudağa Götürüldüğünde "Yâdın Dilimde",
Başa Götürüldüğünde.
"Başımın Üstünde Yerin Var",.
Denilmek İstenirdi...
Canlı Cansız
Her Şeyin
Bir Hatırı Vardı
Eskiden,.
Peygamber Efendimizin (sav
63Yaşında Vefatından Sebep,
63 Yaşını Geçmiş
Büyüklerimiz
Yaşları Sorulduğunda,
"Haddi Aştık" Derlerdi...
Yolda,
Küçük,
Büyüğünün
Önünden
Yürüyemezdi...
Nereden Nereye?
Kendimize Yabancılaştık,
Nezaketi,
Güzel Ahlakı,
Öz Sevgiyi,
Hakiki Saygıyı
Kaybettik...
En Kısa Zamanda
Bu Zerafate Döneriz,
İnşaallah...
Zerafet Olmazsa,
Haya Olmaz,
Ahlak Olmaz...
Çocuğunuz,
Eşiniz,
Aileniz,
Sevdikleriniz
Emniyette Olmaz...
Bu Zerafeti
Bize Sunana Ve
Bu Zerafetle Yaşayanlara Teşekkürler...